Çoğu Sağlık Bakanlığı ihalesinden alınan 1992 Model Land Rover Defenderlar, bir süredir satılık ilanlarında sıralanmaya başlamışlardı da benim hiç ilgimi çekmiyorlardı. En azından, -ilkel bir versiyon olsa da- ilk turbo dizellerden 2.5 litrelik dizel motorlu station wagon kasa modeli daha çekici geliyordu hep. Yani dört yolcu taşıyabilen, arka bölümleri camlı, büyük bagajlı modelleri kastediyorum.
YÜK ve EŞYA TAŞINIR
Defender ambulansların çirkin olduğu konusunda hiçbir tartışma gerektirmeyen havaleli kapalı kasası, kamyonet olduğu için karşılaşacağınız daha yüksek MTV ve zorunlu trafik sigortası ücretleri bu Defender'ı benim için cazip bir seçenek olmaktan çıkarıyordu. Üzerinde "Yük ve Eşya Taşınır" yazsan kimselerin yadırgamayacağı bir ambulans Defender'la ne işim olabilirdi yahu? İşte, "büyük lokma yut" demişler ya hani...BENZİN MAZOTA KARŞI
Ülkedeki benzin fiyatlarının hâli düşünüldüğünde zaten 2.5 litrelik benzinli motorla donatılmış bir araç, vatandaşların kaçta kaçı için cazip bir seçenek olabilir ki? Hemen "E LPG neden takmıyorsun?" diyecekler var tabi. O da bir şekilde hiç çözüm listemde yer almıyordu. Önyargılar işte. Bir şekilde LPG'li araçlara mesafeli durdum hep. (Yok kapalı otoparka girmez, yok kapalı feribota almazlar, her sene muayene yanında bir de sızdırmazlık testine gireceksin falan...)
Ta ki ihaleden bu araçlardan birini satın almış ve el emeği-göz nuru ile aracı baştan yaratmış bir fotoğrafçı abimizle tanışana kadar fikrim buydu. Bakarsan bağ olur hesabı tabi. O gün fotoğraflarını çekmemişim de, şöyle bir alıcı gözle baktığımda, o çirkin kocaman kasada içinde ayakta durabildiğim ferah bir alan gördüm. Hatta hayalimde tavana fileler, raf ve dolap sistemleri yerleştirdim. Mini bir mutfak, mini duş ve WC, katlanıp koltuk olabilir bir yatak, katlanır bir masa. 12 V çıkışlar, güneş panelleri, yaşam aküleri... Çekimlerde kullanılacak harika bir offroad karavan sana...
YENİ AŞKIM LPG
E peki n'apıcaz bu benzinli motoru? Belki de bu kasanın çok yönlü kullanım özelliğinden öte, ambulans Defender'ın birden bire şirin bir şeymiş gibi görünmesinin altında yatan şey LPG ile barışmam oldu. Aslında burdaki fikrin temelinde şu yaklaşım yatıyor: Piyasada "düz dizel" olarak adlandırılan, 1984-1993 yılları arasında üretilmiş 90/110 kasalar veya Defenderlar'da kullanılan 2.5 litrelik 68 HP (51 kW) gücündeki motoru da, 1986-1990 yılları arasında üretilmiş 2.5 litrelik 85 HP (63 kW) Turbodizel motoru da, direksiyonlarına çok kısa sürelerle geçme şansım olan araçlarda görmüştüm.
Bu kısıtlı kullanım sürelerinde edindiğim "tecrübe" hiç kimseye bir öneride bulunabilme konumuna taşıyamaz beni, altını çizerim. Ancak kendimce yaptığım akıl yürütme şudur ki sadece adında "dizel" yazdığı için "düz" dizellere biçilen 3500-5000 TL'lik ek fiyatlar (hatta bazen daha fazla) gerçekten sıkı bir sorgulamayı gerektiriyor. Zira bu motor seçeneğiyle donatılmış Defenderlar, ne konfor ne performans olarak 1985-1993 yılları arasında üretilen modellerde kullanılan 2.5 litrelik 83 HP (62 kW) güç üreten benzinli motordan daha üstün değiller. LPG tüketim maliyeti de, mazot tüketim maliyetiyle başa baş gitmekte. Dizelin gürültü patırtısı ve bakım maliyetleri de cabası.
Sonuç olarak; satın alma maliyeti, temel bakım maliyetleri, peryodik bakım maliyetleri gibi kalemleri hesapladıktan sonra, LPG ile çalışan benzinli motorla donatılmış bir Defender ile barışmış halde buluverdim kendimi. Bu hesaba ek olarak, Sağlık Bakanlığı'ndan çıkan araçların 8000 ila 100.000 km arasında düşük kilometrelerde olması, TSK ve Emniyet araçlarınınsa X yüz bin kilometrelerde ve ciddi kaporta sorunlarıyla geliyor olması birden bire Ambulans Defenderlar'ın şirinliğine şirinlik kattı gözümde.
SON KARAR
Başına "bence" yazarak ambulans Defender'ın avantajlarını sıralarsam: 1) Daha düşük fiyat. 2) Düz dizel ve ilk nesil Land Rover turbo dizel motorlarla karşılaştırıldığında daha konforlu, aynı veya daha yüksek performanslı benzinli motor. 3) Daha düşük kilometrelerde araç bulabilme. 4) Çok yönlü kullanılabilir kapalı kasa. 5) Karavan dönüşümü tamamlanıncaya kadar konforlu bir kamp aracı olarak kullanıma hazır düzenekler. (Arkada mevcut bulunan banklar, sedyeler, Eberspacher ısıtıcı, iç-dış aydınlatmalar.) 6) İç aksamın ve döşemelerin askeri modellere nazaran daha eli yüzü düzgün olması.
Dezavantajlar olarak da ilk göze çarpanlar: 1) Havaleli kasa. 2) Daha fazla ağırlık (kapalı kasa profillerinde malzemeden sakınmamışlar maşallah) 3) Kamyonet ruhsatı sebebiyle özellikle 34 ve 06 plakalarda çıkacak yüksek zorunlu sigorta maliyetleri. 4) Resmi olarak sadece 2 kişilik koltuk olması.
HADİ BİSMİLLAH
Ve niyet edilir, harekete geçilir. Özellikle sahibinden.com'un Defender linki her gün kontrol edilir. Eşe dosta haber salınır, sabırla beklenir, 3 vakte kadar haber gelir. Çelik jantlarla, dişli çamur lastikleri ve ne idüğü belirsiz bir hidrolik direksiyon sistemiyle donatılarak fiyatı şişirilmemiş; koltuk döşemeleri allı güllü olmayan; lastikleri çöp, kaportası nazarlık kıvamında buruk, illâ üç-beş kuruş masrafı olan bir ambulans Ankara'da bulunmuştur...
GELECEK TEFRİKA
Ne? Nerede? Kim? Kaça? Hangi lastikçi? Hangi usta? Gurbette araba satın alma yöntemleri...
Meraklısına Not: 1991 yılından itibaren Land Rover 90 ve Land Rover 110 modelleri, Defender 90 ve Defender 110 olarak adlandırılmaya başlanmıştır.